Ölüm Korkusu Neden Olur? Ölüm Endişesinden Kurtulma Yolları!
Ölüm Korkusu Nedir Ve Nasıl Başa Çıkılır?
Ölüm Korkusu Giriş Açıklaması:
Ölüm korkusu veya ölüm kaygısı, birbiri içine girmiş iki kavramdır. Ölüm ve yaşam aslında birbirinden tamamen zıt görünür. Lakin gerçek farklıdır. Ölüm ile yaşam birbirini tamamlar. Ölüm yaşamın amacı olarak kabul edilir. Böylece kişi öldüğünde, yaşamı tamamlamış olur. Genel anlamıyla doğrudan yaşanmayan lakin gerçekleştiğinde ise var olmadığımız bir durumdur. Bu nedenle de insan ölüm korkusu sebebiyle yaşamının farklı zamanlarında farklı tepkiler verir.
Ölüm kaygısı yada ölüm korkusu da doğumdan itibaren insana eşlik eden iki hakikattir. Bugünkü makalemizde ölüm korkusu üzerine bir içerik paylaşmış olacağız. Ölüm kaygısı, nasıl ortaya çıktığı, nedenleri, değerlendirilme sürecinde kullanılan ölçekler gibi farklı hususlara yazımızdan ulaşabilirsiniz..
Tanatofobi Nedir?
Tanatafobi kişinin yoğun kaygı hissetmesidir. Bireyin ölüme dair yoğun kaygı durumu bir süre sonra baş edilemez hale gelir. Dolaylı olarak ise depresyon, anksiyete gibi farklı psikolojik sonuçlara sebep olur. Var olan ölüm korkusu uzun süre devam ederse kişinin sosyal hayatı derin bir şekilde bundan etkilenir. Bu gibi durumlarda mutlaka destek almak gerekir.
- Ölüm aklınıza geldiğinde yoğun kaygı ya da korku yaşamak,
- Yaşanan korkunun uzun bir süre devam etmesi
- Tanatofoniye dair duygu ve düşüncelerden kaçmak
- Korkunun günlük yaşamı olumsuz etkilemesi
- Ölüm konusu açıldığında panik atak belirtileri
- Korku sonucunda aileden ve çevreden uzaklaşmak
Bu tür belirtiler sizi oldukça fazla rahatsız ediyorsa yazımızı okumaya devam edin.
Ölüm Korkusu ve Ölüm Nedir?
Geçmişten günümüzü kadar ölüme yönelik farklı tanımlar mevcut. Ancak bu tanımların ortak noktası şudur. Organizmanın kendisini yenileme yeteneğini kaybetmesidir. Hayati organların biri ya da birkaçı tamamen işlevini yitirir. Böylece canlının hayatı sonlanır.
Bireysel ve toplumsal açıdan aslında ölüm oldukça kaygı vercidir. Bu nedenle ölüm korkusu bazı durumlarda istemsizce tetiklenir. Bu algıya yönelik önemli bir nokta ise kişinin yaşıdır. Çocuklar ölüm karşısında gerileme davranışı gösterir. Çünkü o yaşta ölüm korkusu ile tanışmak istemez. Bu tür durumlarda sessiz kalarak tepki verir. Genellikle ölüm yaşlı insanlarla bir tutulur. Her ne kadar üzüntü yaratsa dahi ölümün beklenen bir şey olduğu ifade edilir. Aslında bu şekilde oyunun kuralları yerine geldi diye düşünürüz. “Allah sıralı ölüm versin” sözü de aslında bunun göstergesidir.
Varoluşçu Kuram ölümü insanın içinde bulunduğu en büyük ikilem olarak ifade eder. Bu görüş, insanın isterse ölümü seçeceğini ifade eder. Ancak bunu tercih etmese bile ölümü yaşayacaktır. Bu yüzden ölüm; varoluşun çözüm getiremediği bir durumdur. Ancak istesek de istemesek de yaşayacağız. Bu durum ise ölüm korkusu durumuna yönelik en büyük gizemi ortaya çıkarır. Çünkü bilinmezlik ölüm kaygısı yaratır.
Ölüm Korkusu Durumuna Yönelik Tutumlar
Kişi yaşamını ne kadar anlamlı hale getirirse kaygısı o kadar azalır. Buna karşın bir kabullenme durumu oluşur. Yaşamın sona ermesi kimi insan için ölüm kaygısı ortaya çıkar. Ancak diğer yandan yaşamın sona ermesi kimi insanlar için bir kurtuluştur. Bazı inançlara göre ise ölümsüz bir yaşamın başlangıcıdır. Bu yüzden algımız bizim korku ve kaygı durumumuzu belirler. Bu noktada tabii ki bazı bilinmezlikler vardır. Hayat sona erdikten sonra yaşam nasıl devam edecek sorusu bu korkuyu tetikler.
Bu bilinmezlik insan yaşamını direkt olarak etkiler. Ölçüsüz ve patolojik şekilde ortaya çıkan ölüm korkusu insanı olumsuz etkiler. Psikolojik iyi oluş düzeyini düşürür. Çünkü insan ölümü ve yaşamı tam anlamıyla kabul ettiğinde var olur. Bu noktada ölüme yönelik düşüncelerin belli bir sınır içinde kalması gerekir. Eğer ki kişi ölümü sık sık düşünmeye başlarsa ölüm korkusu artar. Çünkü var olan tutum denge ve uyumun bozulmasına neden olur. Artan ölüm kaygısı çevreye olan uyumu bozar.
Ölümü Kabullenme Ölüm Korkusunu Nasıl Etkiler ?
İçinde yaşadığımız toplum güvenlik açısından daha etkindir. Eski çağlardaki gibi hayatımız sürekli risk altında değil. Tabii ki bu durumu yoğun terör saldırıları ve savaşlar yaşayan toplumları dışarda bırakarak söylüyorum. İnsanın yaşam süresi eskiye nazaran giderek artıyor. Bu yüzden ölüm toplum gerçeği olmaktan ziyade yaşamın son parçası olarak tanımlanıyor. Cinsellik, refah ve mutluluk günümüzde daha ön plandadır. Bu yüzden insanlar ölümü hatırlatan her şeyden uzak durmaya gayret gösteriyor. Ölü insanları şehirden uzak bölgelere gömme kültürü de aslında bu duruma örnektir. Bu yüzden günümüzde ölüm insan sınırlarının dışına itilmiştir. Üstü örtülen, görmezden gelinen bir durum haline gelmesi ölümü rahatsız edici bir kategoriye sokmuştur. Ancak ölüm ve yas tutmak saklanması gereken bir şey değildir. Eğer ki ne kadar görmezden gelirsek ölüm korkusu ya da ölüm kaygısı o kadar artar.
Ölümü İsteme Ölüm Korkusunu Nasıl Etkiler ?
Modern çağda bu tür durumlarda daha yaygın hale geldi. Bu durum eskiden az olduğu anlamına gelmesin! Ölüm isteği aslında tahmin ettiğimizden daha yaygın. Çünkü insanlarda Freud’un deyimiyle cansız bir maddeye dönem eğilimi de var. Jung ise bu durumu manevi bir hayat içgüdüsü olarak ifade etmiştir. Ölümü isteme durumu bir nevi annenin rahmine dönüşü simgeler. Bu durum ise ölüm korkusu ya da ölüm kaygısı durumuna karşı daha güçlü olmamıza yardım eder. Çünkü daha önceden de bahsettiğimiz gibi korkutan durumlara karşın gerileme yaşarız. Ana rahmi huzuru ve rahatı simgeler. Bu yüzden hayat mücadelesi insanın dışında değil, kendi içindedir. İnsanın sakinliğe ve sessizliğe olan özlemi de bu yüzdendir. Denge ev uyuma duyulan istek, ölüme duyulan özlemden kaynaklanır.
Ölümü Kabullenme Ölüm Korkusunu Nasıl Etkiler?
Varoluş felsefesi ölümü kabullenme durumuna vurgu yapar. Bazı ekoller ölümü hayatımızın devam etmesindeki en büyük uyarıcı olarak görür. Ancak diğer yandan diğer ekoller ise ölümü var olmaya yönelik en büyük tehdit olarak görür. Bu yüzden bu iki ekol ölüm korkusu ya da ölüm kaygısı durumunun ortaya çıktığını söyler. Ölümü cesaretle kabul etmek kaygı ve korkuyu azaltır. Çünkü bu durum psikolojik iyi oluşun bir sinyalidir. Kişi bu gerçekle ne kadar yüzleşirse daha sağlıklı bir ruhsal duruma bürünür. Ne kadar ölümden kaçmaya çalışırsa ölümün içine o kadar çekilir. Böylece kendi ölümlülüğünü mıh gibi aklına kazır. Bu yüzden ölüm korkusu ya da ölümü reddetme kişide bunalıma sebep olur. Ölümü kabul etmek bu açıdan kişinin iyi oluş düzeyini olumlu etkiler.
Ölüm Kaygısı Nedir ?
Psikolojinin ilerlemesi ve genişlemesi bu tür durumlara yönelik yeni bakış açılarını ortaya çıkardı. Ölüm korkusu, ölüm kaygısı, yas danışmanlığı gibi çalışma alanları insanlara ölüm olgusunu anlatmaya başladı. Tabii ki yaşamın sona erecek olması insanı oldukça fazla etkiler. Bu duruma genel anlamda herkes aynı şekilde yaklaşır. Ancak bir biçimde patolojik olarak ortaya çıkan ölüm kaygısı insanı derinden etkiler. Bu nedenle insan ruh sağlığını korumak için yaşamın sonlanasına dair sınırlarını belirlemelidir.
Ölüme karşı alınacak tavır dengede kalmamıza yardım eder. Eğer denge ve uyum azalırsa ölüm korkusu ya da ölüm kaygısı da artar. Bu gerçek kabul edildiği takdirde insan hayatını daha anlamlı yaşamaya başlar. Bu durumu kabul etmek insanı karamsar bakış açısına itmez. Aksine var olan günleri daha iyi değerlendirmesine yardım eder.
Ölüm kaygısı doğumdan itibaren var olan, bütün korkuların temelinde yatan bir duygudur. Ancak bu durumda korku ve kaygı tanımlarını da birbirinden ayırmak gerekir. Ölüm kaygısı ; tam bir yok olma durumudur. Ölüm korkusu ise ölümün korkutucu oluğu inancına yönelik somut bir kavramdır. Bu noktada korku ve kaygının kökenleri farklıdır. Lakin tehdit altında bu iki durumu birbirinden ayırt etmek bazen çok zor olur.
Ölüm Korkusu Sebepleri Nelerdir
Literatür araştırmaları ölüm kaygı durumunun çok boyutlu bir durum oluğunu ifade eder. Bu noktada üzerinde en çok durulan boyutları şunlardır;
- Belirsizlik ve yalnızlık
- Yakınları yitirme korkusu
- Kişisel kimliği kaybetme korkusu
- Ölümden sonra cezalandırılma
- Geride kalanlar için endişelenme
- Denetimi kaybetme
- Acı duyma
- Bedenini kaybetme
- Yok olma korkusu.
Bu sebeplere yönelik genel bir açıklama yapalım. Belirsizlik her zaman kaygı verir. Bu nedenle belirsizlik ve yalnızlık ölümün en temel duygusudur. Diğer yandan kişini bedeninin kaybetme düşüncesi benlik algısını düşürür. Bu tür yok oluş ölüm korkusu durumunu tetikler. Diğer yandan ise kişinin fiziksel olarak acı çekme durumu da ölüm korkusunu tetikler. AIDS , kanser ya da kronik rahatsızlıklar kişinin korku duymasına sebep olur.
Diğer bir önemli nokta ise kişinin bakım durumda yalnız kalmasıdır. Eğer ki ölümcül bir durumda kişi tedavi göremeyeceğini düşürse ölüm korkusu yükselir. Değinmemiz gereken diğer bir nokta ise kişinin aile yakınlarını kaybetme düşüncesidir. Kişinin bir yakınının ölümüne tanık olması bazı durumlarda bu üzüntüyle başa çıkmasına engel olur. Yaşamış olduğu yoğun acı ölüme karşı korku geliştirmesine neden olur.
Önemli olan bir diğer nokta ise kişinin dini inançlarından dolayı cezalandırılacağını düşünmesidir. Eğer ki ölümden sonra ceza verileceğini veya işkence göreceğine inanıyorsa bu durum da ölüm korkusunu tetikler. Kabir azabından kurtulmanın yollarını sitelerden ziyade Kur’an-ı Kerim’den araştırıp uygulayın. İnancınızı sağlamlaştırın.
Panik Atak Ölüm Korkusu Nasıl Geçer
Panik atak ölüm korkusu nasıl geçer sorusu atak anında insanı oldukça yorar. Bu tür anlarda oluşan kaygı gerçekçi değildir. Bu yüzden panik atak anında ortaya çıkan ölüm korkusunu farklı yöntemlerle ele alırız. Size öleceğinize inandıran kaygı nedir? Bu durum ne zamandır var? Bu tür sorular sizin kaygınızı anlamamıza yardım eder. Diğer taraftan öleceğine dair bir his olduğunda zaten öncelikli olarak acil servise gidersiniz. Burada yapılan muayene olumlu çıkar. Genellikle hekimler sizi psikiyatri servisine sevk eder. Bu yüzden var olan kaygınıza yönelik fiziksel bir semptom yoktur. Şunu söylememiz gerekir ki panik atak ölüme neden olmaz.
Buradaki temel kaygınızı çalışmak kriz anlarını daha iyi yönetmenize yardım eder. Bu yüzden panik atak anında ortaya çıkan durumlara ilişkin var olan ilaçlı tedavinize devam edin. Diğer yandan online terapi hizmeti almak kaygınızın altında yatan temel sebebi anlamanıza yardım eder. Terapi sürecinde ölüm korkusuna yönelik semptomlar giderek hafiflemektedir.
Son olarak şunu belirtelim. Hakiki bir müslüman olan insan, Kur’an-ı Kerim ahlakı ile yaşar ki, bu da ölüm korkusu diye bir şeye müsaade etmez! Psikolojik bir vaka var ise de muhakkak bir hekime danışın…
Sizler için, ölüm korkusu adlı konuya değindik, Bu içerik hakkında ki soru ve düşüncelerinizi, yorumlar da bizimle paylaşmayı unutmayın…
Makalemizi paylaşmayı ve duygularınızı emoji simgeleriyle ifade etmeyi unutmayın 🤗