Şeker Ve Tatlı Yemenin Faydaları Ve Zararları Nelerdir?

1. Şekerkamışı, şekerpancarı, havuç, mısır, buğday, patates gibi birçok bitkinin saplarının ve köklerinin özsuyundan veya nişastasından çıkarılan, bileşiminde karbon, oksijen ve hidrojen bulunan, beyaz renkli, suda eriyen, mayalanabilen ve genellikle tatlı olan maddelerin ortak adına şeker denmektedir.

2. Şeker katılarak yapılan lokum, akide, çikolata gibi tatlı yiyeceklerin genel ismidir.

3. Hekimlik terimi
kanda glikozun artması sonucu sidikte şeker bulunması, çok su içme, çok yemek yeme ve çok işemeyle belli olan bir hastalık.

4. (yiyecek şeyler için) çok tatlı.

ŞEKERİN FAYDALARI NELERDİR?

Şekerin sağlık açısından herhangi bir yararı, faydası var mı? Aşırıya kaçılmadığı sürece tabi ki var.

Besleyici mineraller içeren doğal şeker vücuda hızlıca enerji vererek beyin fonksiyonlarının sorunsuz şekilde çalışmasına olanak sağlar. İsterseniz depresyona karşı bile olumlu etkiler gösteren şekerin faydalarına birlikte göz atalım

Şeker mükemmel bir anlık enerji kaynağıdır. Şeker vücuda alındığı anda hızlıca bir süre içerisinde şekerin en temel formu olan glikoza çevrilir. Glikoz vücut hücrelerince absorbe edilerek enerji kaynağı olarak kullanılır.

Eğer yorucu bir gün geçirdiyseniz ve enerjisiz kaldıysanız, 1 adet küp şeker yiyerek anında kendinize gelebilirsiniz.

Eğer düşük tansiyon sorununuz mevcut ise, yanınızda muhakkak küp şeker bulundurun. Çünkü şeker tüketmek anında kan basıncınızı yükseltmeye yardımcı olur. 

Alınacak olan toplam kalori miktarı beslenme için önemli bir unsur olsa bile beslenmenin ölçülmesinde tek başına yeterli değildir. Her besin maddesi tüketildikten sonra farklı bir his uyandırır. Bu da doğrudan günde kaç öğün yediğimizi etkilemektedir. Fruktoz, glikoz ile karşılaştırıldığında çok daha faydalı bir şeker türüdür. Çünkü fruktozun kana karıştığı anda karaciğere ulaştırdığı sinyaller, kandaki şeker miktarı ve insülini çok ufak oranlarda arttırır.

Eğer yüksek şeker sorununuz mevcut ise, glikoz yerine fruktoz içeren besinler tüketmeniz çok daha doğru bir davranış olacaktır. Tükettiğiniz besinler de fruktoz varsa, kana düzenli olarak insülin ulaştırılır. Bu da siz enerji harcıyor iken bile kandaki insülin miktarının yükselmesimi sağlar. Lakin bu durum sizin çok sık bir şekilde acıkmanıza sebep olur.

Fruktoz, leptin hormonuna etki ettiğinden dolayı tam bir tokluk hissi olmaz. Eğer gün içerisinde bir anda açlıktan bayılacakmış gibi hissediyorsanız, glisemik indeks değerlerinizi ölçtürmeli ve çok sık yemek yemekten kaçınmalısınız.

Şeker, şeker pancarı veya şeker kamışından elde edildiğinden, içeriğinde doğal besin maddeleri ve mineraller bulunmaktadır. Doğal şekerin yapısında bulunan fosfor, kalsiyum, demir, magnezyum ve potasyum gibi önemli mineraller rafine edilmiş şekerde doğal şekere göre çok daha az miktarda bulunmaktadır.

Bu nedenle, meyve sebze tüketerek alacağınız şeker en sağlıklı olanıdır. İşlenmemiş şeker tükettiğinizde, enerji olarak kullanılmayan fazla şeker yağa dönüştürülerek depolandığından kilo almanıza sebep olacaktır. Bu sebeple şekeri rafine olarak değil, meyve ve sebze tüketerek doğal bir şekilde almaya önem vermelisiniz.

Beynimiz de en az fiziksel aktivitelerde harcadığımız kadar enerjiye ihtiyaç duyan bir organdır. Şeker, beyin fonksiyonlarının normal bir şekilde çalışmasını sağlayan en önemli besin maddelerinden bir tanesidir.

Lakin yüksek miktarda tüketilen şeker, beyin fonksiyonlarını desteklemenin aksine beyni olumsuz yönde etkiler. Sık şeker tüketimi size enerji değil, ağırlık ve uyuşukluk hissi verir. Bu nedenle tükettiğiniz şeker oranı adına çok dikkat etmelisiniz.

Şeker besini, anlık bir depresyon ilacıdır. Bu da çikolata yediğimizde neden daha mutlu hissettiğimize bir cevaptır. Şeker, kandaki endorfin miktarını artırarak kendimizi çok daha iyi hissetmemizi sağlar. Lakin şekerin verdiği bu hissiyat geçici bir durumdur. Kısa bir süre sonra endorfin kandaki normal düzeyine dönmektedir.

Bu nedenle sık sık tatlı besinler almak bir çeşit bağımlılığa dönüşebilmektedir. Tabi ki, aşırı şeker tüketimi de yine fazla kilolara sebep olur. Bu nedenle depresyon anlarında bile çikolata gibi şekerli gıdalar tüketmek gibi şeylere karşı disiplinli olmakta çok fayda var!

100 gr. 1 Porsiyon (Orta) Karbonhidrat (g): 89 44.4 Protein (g): 0 0 Yağ (g): 0 0 Lif (g): 0 0 Kolesterol (mg): 0 0 Sodyum (mg): 0 0 Potasyum (mg): 4 2 Kalsiyum: 2 1 Vitamin A: 0 0 Vitamin C: 0 0 Demir: 1 0.3

Şeker; şeker pancarından elde edilen, “beyaz şeker” olarak isimlendirilen ve yarıya yarı oranla fruktoz ile glukozdan oluşan bir bileşiktir. Protein, yağ, vitamin ve mineral gibi hiçbir besin öğesi barındırmıyor. 

“Rafine şeker ve birçok gıdanın içerisinde bulunan yüksek oranda fruktoz içeren mısır şurupları vücudumuzda karaciğer tarafından metabolize edilmektedir. Bu da karaciğerin daha çok çalışması demek oluyor. Bunun aksine günlük olarak tükettiğimiz ve kaliteli karbonhidrat kaynağı olarak adlandırdığımız tahıllar ile baklagillerden aldığımız şeker ise sadece glukoza dönüşerek vücudun her hücresinde kullanılabiliyor.

Şeker molekülleri vücutta fazla miktarda bulunduğunda proteinlere bağlanarak proteinin yapısını değiştiriyorlar Bu duruma “glikasyon” adı verilmektedir. Bu birleşme sonucu cildin en önemli yapıları olan kollajen ve elastin proteinleri zarar görebiliyor.

Cildin elastikliğini ve sıkılığını sağlayan elastin ile kollajenin şeker molekülleri tarafından hasara uğraması da ciltte sarkma, kırışıklık ve yüzeyde bozulmalara neden olabiliyor.

Avustralya Ulusal Üniversitesi’nde yapılan çalışmalara göre; kan şekerinin uzun süre normal değerlerin üzerinde seyretmesi sonucu bu kişilerde beynin küçülme riski normal insanlara kıyasla çok daha fazla olmaktadır.

Avusturalya Ulusal Üniversitesi’n deki araştırmanın sahibi Profesör Dr. Nicolas Cherbuin, beyinde hafızayı oluşturan kısımlarda oluşan küçülmenin de hafıza sorunlarını meydana getirebileceğini söylüyor. Çok fazla şeker tüketimi, aynı zamanda dikkat eksikliği ve öğrenme güçlüğü gibi sorunlara da meydan verebiliyor.

Amerika Diyet Rehberi’nin 2010 yılı raporlarında, diyetle ilgili 5 kronik hastalığın varlığından bahsedilmiş. Bu hastalıkların arasında ki en önemli olanlarından birisi de kanser hastalığı. Doğal olarak şeker içeren tahıllar, süt ve süt ürünleri, kurubaklagiller aynı zamanda kansere koruyucu olarak görev yapan vitamin, mineral, antioksidan ve fitokimyasallar gibi maddeleri içerlerinde barındırıyorlar.

Bunun aksine sofra şekeri boş kalori olmasının yanı sıra hiçbir koruyucu madde içermez. Ayrıca yüksek şeker alımı insülin direnci ve obeziteyi tetikleyerek indirekt olarak meme kanseri gibi bir takım kanser hastalıklarının riskini de artırmaktadır. Yapılan çalışmalarda besinlerin glisemik yükü ile meme, kolorektal, endometrium ve pankreas kanserleri arasında bağlantı tespit edilmiştir.

ŞEKER VÜCUDUN SAVUNMA SİSTEMİNİ ZAYIFLATIYOR

Bağışıklık sistemimizin önemli bir parçası olan alyuvar hücreleri, C vitamini ile şeker moleküllerinin yarışı arasında kalabiliyor. Şeker ile benzer molekül yapısına sahip olan C vitamini, şekerin fazla tüketimi sonucu bağışıklık hücreleri tarafından kullanılamaz hale geliyor ve bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden oluyor. Bunun sonucunda ciddi bir çok hastalığa yakalanma riski de oldukça artmış oluyor.

Ağzımızın içerisinde pek çok farklı bakteri türü bulunmaktadır. Bunlardan bir kısmı dişlerimize yarar sağlarken, bir kısmı da zarar vermektdir. Basit şekerler ile beslenmekte olan zararlı bakteriler fırçalama veya tükürük ile temizlenemez iseler, şekeri aside çevirerek ağzımızın içinde asidik bir ortam oluşmasına sebep olmaktadırlar.

Tatlı yemek, kan şekeri seviyenizin kısa bir süreliğine yükselmesine ve ardından kısa bir süre sonra düşmesine sebep olur. Dalgalanan kan şekeri seviyeleri kaygıya, ruh halindeki dalgalanmalara, yorgunluğa, baş ağrılarına ve daha çok şeker isteğine sebep olur.

Normalde yemek yerken çiğner ve yutarız. Bu sayede yemek artıkları ağzın içerisinde kalmaz. Lakin tatlı türlerinden yediğimizde, onları sonsuza dek emme eğiliminde oluruz. Sonuç olarak, dişlerimiz bir seferde saatlerce şekerle yıkanır. Şeker kolayca sindirilebildiği için ağzınızdaki zararlı bakteriler şekerle ziyafet çeker ve süratle çoğalırlar. Bu bakteriler, çürükler, mine aşınması, diş eti hastalığı ve diş çürümesini içeren bir sürü diş sorununa sebep olabilir.

İnsülin, glikozun kan dolaşımından hücrelere girmesine yarayan bir hormondur. Çok aşırı şeker yemek, insülinin olması gerektiği gibi çalışmasına engel olarak hücreleri buna karşı dirençli hale getirebilir. 

Bakteriler ve maya gibi organizmalar şekerle kendini geliştirmektedir. Bu sebeple çok aşırı tatlı tüketmek, orantısız bir biçimde çoğalmalarına ve çeşitli hastalıklara sebep olabilir.

Şeker kan dolaşımınıza girmeden önce karaciğerinizden geçer ve onu parçalar. Çok fazla şeker tüktirseniz, karaciğerinizin şekeri işlemek ve yağa dönüştürmek adına normalden daha fazla çalışması lüzum eder. Zamanla, bazı yağ parçacıkları karaciğere sıkışarak yağlı karaciğer hastalığına sebep olur.

Şeker, kalbinizin pompalama mekanizmasına olumsuz yönde etki etmektedir. Abdominal obeziteyi artırır. Trigliserit, kötü kolesterol (LDL), kan şekeri ve insülin seviyenizi artırır. Kalp yetmezliği gibi ciddi sorunların riskini oldukça yükseltir.

Şeker, beyindeki ödül merkezini harekete geçirerek bağımlılık yapıcı hale getirdiği için bir nevi ilaç gibidir. Doğal gıdalardan farklı olarak, şeker yemek önemli miktarda dopamin salınımını tetikleyerek yoğun istek ve bağımlılığa sebep olur.

Bir takım uzmanlarca yapılan araştırmalar, şeker tüketimi ile bilişsel gerileme arasında doğrudan bir bağlantı olduğunu göstermiştir.

Şeker tüketmek vücudunuzdaki hücreleri erken yaşlandırarak cildinizin kırışmasına ve sarkmasına neden olur.

🎭Sihirli Yelpaze Sundu👍

Makalenin İngilizcesi ;

This can cause a lot of dental problems, including this one.

Makalemizi paylaşmayı ve duygularınızı emoji simgeleriyle ifade etmeyi unutmayın 🤗